- В кое от изреченията не е употребена наставка за притежание?
- Bunlar hayatının belli başlı işleriydi.
- Fakat zamanla bu işlere biraz da acılığı karışmıştı.
- Aklı fikri tembellikte, haylazlıktaydı.
- Şeytan gibi bir çocuktu, çok yaramazdı.
- Çocukluk ve ilk gençlik yıllarını burada geçirmişti.
- В кое от изреченията е употребена дума с наставка за дателен падеж?
- Bu gibi marifetlerin haddi hesabı yoktu.
- Hiç olmazsa bilim insanla alay etmez.
- Annesinin gömülü olduğu mezar sık sık ziyaret ediliyordu.
- İnsan olarak daha gamlı bir hale geldi.
- Bir çoğalıp bir azalan acayip bir ışıktı bu.
- При коя от подчертаните думи има присъединена различна от присъединената към останалите думи видоизменяща наставка?
- Sonra bu lambanın değil de, bir alevin ışığıydı galiba.
- Karanlığın içinde acayip bir tesir yaratıyordu.
- Büyücülüğün, hatta en hafif şeklinin bile baş düşmanıydı.
- Sonunda ruhu onun hükmü altına girecekti.
- Gözünü, bir fırının duvarına açılmış bir deliğe benzetiyordu.
- Коя от подчертаните наставки има различна функция от останалите?
- Günden güne daha ciddi daha sert tavırlar takınıyordum.
- Hem mesleği hem yaradılışı dolayısıyla onlardan uzak durmuş
- Onlardan niçin nefret ediyorsunuz?
- Tef çalıp oynamalarını şiddetle yasak eden bir emirname çıkarmasını istemiş
- Arkalarında epey çirkin veya abartılı sözler söylediği oluyormuş.
5. В коя от подчертаните думи има наставка за спрежение на глагол? Aşağıda altı çizili kelimelerin hangisinde fiil çekim eklerinden biri vardır?
- Demedim mi sana arkadaş?
- Bunu duvara iyice yapıştır.
- Kartonu dörde katla.
- Saçlarını yine kazıt.
- Manzarayı doya doya seyret.
6. В кое от изреченията наставката “-ım” е използвана като лично окончание присъединено към глагол?
- Birçok kimse emrim altındaydı.
- Evime giderek günün yorgunluğunu gideriyordu.
- Osmaniye’den almışlar kurbanlık koyunumu.
- Şu gördüğün davarların hepsi benimdir.
- Ben de oymalı meşe ağacından yapılmış koltuğuma oturdum.
7. В кое от изречението е използвана наставка за множествено число на съществително име?
- Fakat buluşları çok sönüktü.
- İnceledikten sonra bir müddet düşündüler.
- Gözüme görünmeden oradan uzaklaştılar.
- Dinleyici grubu bakışmaya başlamışlardı.
- Aynı eda ile söze devam etmenin uygun düşeceğine hükmettiler.
8. Коя от подчертаните наставки не е наставка за притежание?
- Alnında düşen terler pantolonunu ıslatmıştı.
- Kıvılcımlar saçan gözlerini ona çevirdi.
- Paris müzelerini kaç kere gezdiniz?
- Ortalıkta her şey, bir gün öncesinin bayram olduğunu gösteriyor.
- Donanma ateşinde arta kalan yarı yanmış odunları ayaklarıyla itiyorlar.
9. В кое от следните изречения не е използвана никаква дума със словообразуваща наставка?
- Birkaç kişi telaşlı gidip geliyor.
- Herkes tuhaf bir şeyler anlatıp kahkahayı basıyor.
- Esnaf, dükkanlarının önüne çıkmış, sohbet ediyor.
- Bu dua kitabının yanında meydana bakan bir pencere vardı.
- Pencere birbirine çapraz iki demir çubukla kapatılmıştı.
10. В кое от следните изречения е използвана дума с повече от една видоизменяща наставка?
- Bu küçücük odayı yaptırarak onun içine kapanmıştı.
- Yaz kış hep bu daracık odada kalır.
- Biçare yaşlı kadın bu mezar gibi yerde tam yirmi yıl ölümü beklemiş.
- Bu mübarek kadının armağanı bu bina.
- Orta Çağ’da kadının göz alıcı ziynet eşyası takması yasaktı.
11. В коя от подчертаните думи има повече словообразуващи наставки отколкото в останалите?
- Yakalananlar hemen mahkemeye götürülür, kendilerinden para cezası alınırdı.
- Çocuğunun kolunu kavrayarak sımsıkı tuttu.
- İkisi de gelip kendisine yetiştiler.
- Kimse onun bu hıncının sebebini bilmiyor.
- Onun yüzünden başına çok acıklı bir şey geldi.
12. В кое от изреченията са използвани наставки за множествено число, за падеж и за притежание?
- Selma bu sözleri duyunca kahkahalarla gülmüş.
- Hayatta kendisine kalan tek şey bundan ibaretmiş.
- Gece zifiri karanlık olduğundan, peşlerinden gitmek de mümkün olmamış.
- Eda’nın kurdelelerinden birkaç tanesi, birkaç damla kan ve teke tezekleri bulunmuş.
- O, mahallemizin biricik Süheyla ablasıydı.